Sıkça Sorulan Sorular
Aklınızda Soru Mu Var?
1990 yılından bu yana bilişim ve internet teknolojilerindeki gelişim insanlık tarihinde toplumsal, kültürel ve ekonomik alanlarda büyük bir değişim yaratmıştır. Bir ağ toplumunun ortaya çıktığı bu döneme “bilişim çağı” adı verilmiştir. Bu yeni çağda bilginin, toplumları ekonomik ve sosyal anlamda yönlendirme ve yönetmede en önemli parametre olduğu ortaya çıkmıştır. Bilgiyi bu kadar değerli kılan da kişilere ilişkin olmasıdır. Bugün sermayesi kişisel veri olanların gücü yadsınamaz noktaya gelmiştir.
Ulusalüstü, uluslararası ve ulusal yasal düzenlemelerde kişisel veri kavramının tanımı konusunda ortak bir kanıya varılmıştır. Buna göre, belirli veya belirlenebilir nitelikteki bir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi kişisel veri kabul edilmiştir. Kişisel veri tanımlanırken sınırlayıcı bir tanım yapmaktan kaçınılmıştır, çünkü kişilere ilişkin bilgiler gelişen teknoloji ile birlikte her geçen gün çeşitlilik kazanmaktadır. Zira insanların varoluşları sebebiyle kişiliklerine ilişkin bilgileri olduğu gibi modern bilişim toplumunda yer almaları sebebiyle de kazandıkları bilgileri olmaktadır. Örneğin isim, cinsiyet, kan grubu, ırk bilgileri insanların varoluşundan kaynaklanan bilgilerken telefon numarası, motorlu taşıt plakası, SGK numarası, e- posta adresleri gibi veriler bilişim toplumunun parçası olmaktan kaynaklanan bilgilerdir. İşte modern bilişim toplumunun neler getireceği öngörülemediğinden kişisel veriler için kesin bir sınırlama yapılmamış, gerçek bir kişiyi belirli veya belirlenebilir kılan her türlü bilgi kişisel veri olarak tanımlanmıştır.
Günümüzde en olağan işlerde dahi kişisel veri işleme (elde etme, saklama, aktarma gibi veri üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlem) zaruri bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir iş yerinde çalışmak için başvuru yaptığınızda kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, eğitim bilgileri, mesleki deneyim bilgileri sizden talep edilmekte ve zaten sizler de bunu işe kabul için kendi isteğinizle iş verenlerle paylaşmaktasınız. Hastaneye gidip tedavi olmak istediğinizde kaydınızın oluşturulması için yine kimlik bilgilerinizi, iletişim bilgilerinizi, sağlık bilgilerinizi herhangi bir zorlama olmadan tedavi olmayı istemeniz sebebiyle vermektesiniz. İnternet üzerinden alışveriş yaptığınız takdirde siparişinizin size ulaşması için kimlik, iletişim, adres bilgilerinizi; eğer kampanyalardan da haberdar olmak istiyorsanız yine gerekli bilgileri paylaşmaktasınız. Siz bilgilerinizi alışveriş yaptığınız firmaya vermişken firma bu siparişin size ulaşması için bilgilerinizi kargo firmalarıyla paylaşmaktadır.
İşte geldiğimiz noktada kişisel veriler çok kolay bir şekilde elde edilmekte, üçüncü kişilere aktarılmaktadır. Bu kadar yoğun trafiğin olduğu bu alan elbette ki kazalara gebedir. Yeterli koruma sağlanmadığı takdirde verileriniz suiistimallerle, yetkisiz erişimlerle, amaç dışı ya da kötüye kullanımlarla karşı karşıya kalır. Ekonomik ve sosyal hayatın devamı için kişisel veri işlemek kaçınılmazdır. Ancak kişisel verilerin hukuki niteliğinin -Avrupa Birliği’nde kabul edildiği ve bizim de takip ettiğimiz gibi- insan hakkı olduğu unutulmamalıdır. Kişisel veriyi korumakla kişilik hakları, kişinin onur ve şahsiyetinin korunması, kişinin kişiliğinin serbestçe geliştirebilmesi böylece temel hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlanmaktadır. İşte bu sebeple ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan kişisel verilerin korunması hakkındaki yasal düzenlemeler kişisel verilerinin işlenmesini engellemeyi değil, bu verilerinin gelişigüzel işlenmesini engellemeyi ve gerekli korumayı sağlamayı, veri işlemenin usul ve esaslarını düzenlemeyi amaçlamaktadır.